Madencilik ve tarım, toplumun hammadde ihtiyacını sağlayan iki temel unsurdur. Üretim alanlarından biridir. Bu sektör, ekonomiye ve üretime doğrudan katkı sağlar. Yatırım nedeniyle ikili bir öneme sahiptir. Tüm sektörlerde en yüksek katma değer ve iş yaratma yeteneğine sahiptir Madencilik ağırlıklı olarak kırsal alanlarda yapılmaktadır, Göçü önlemekle kalmaz bölgesel kalkınmayı da hızlandırır. Türkiye, karmaşık jeolojisi ve çeşitli yer yapısı nedeniyle maden kaynakları açısından çok zengindir.
Sektörün Ekonomik Boyutu
Çeşitli sanayi, endüstri ve enerji sektörlerinde güvenli ve ekonomik hammaddelere uygunluk sağlamayı hedefliyoruz. Bu durumda; hammadde üretim ve satışına dayalı piyasa anlayışından vazgeçmek, Dünya pazarına sunmanın yolu katma değeri yüksek mineral hammaddelerden gelir. Bu amaçla madencilik endüstrisi, diğer imalat endüstrileriyle ortak bir üretim politikası oluşturabilir. Ülkemiz için bu sektör oldukça önem arz etmektedir.
Çin, Hindistan ve Güney Afrika dünya ekonomisinde doğal taş üretiyor fakat üretim çeşitliliğinin yerli granit ile sınırlıdır. İtalya ve İspanya gibi ülkelerin döviz rezervleri ise giderek azalmaktadır. Mevcut mermer ve travertenin potansiyelimizi destekleyen stratejik avantajlar bu bilgilerden gelir. Doğal taş, doğal güzelliği nedeniyle dünya çapında mimarlar ve tasarımcılar arasında giderek daha popüler hale geldi. Bu argümanlar küresel doğal taş üretiminin 2025 yılına kadar milyon ton bazında 320’ye çıkacağı tahminini destekliyor.
Sürdürülebilir Madencilik İçin Neler Yapılıyor?
Sürdürülebilir madencilik çok geniş bir kavramdır ve insanlar için farklı şeyler ifade edebilir. Yeni bir maden mevzu bahis olduğunda elbette bazı toprak anlaşmazlıkları olacaktır. Yeni bir fabrika, yeni park yeri veya yeni yol konularında olduğu gibi.
Günümüzde çoğu madencilik şirketi, taban alanını azaltma ve madencilikten sonra kullanılan araziyi geri kazanmanın yanı sıra, genellikle dezavantajlı yerlerde bulunan çeşitli alanlarda refah ve istihdam fırsatları yaratma konusunda bir üne sahiptir.
Madencilik sektörü nün sosyal ve çevresel etkisi şüphesiz madencilik şirketlerinin yönetim ve yönetim kurullarının büyük önem verdiği bir konudur.
Bu sorunun çözümü, doğrudan etkilenen yerel topluluklarla iletişim kurmakla başlar ve madenin yaşam döngüsü boyunca devam eder.
Madencilik Sektörü Dış Ticareti
Türkiye ayrıca belli bir kalitede maden kaynakları ihraç etmektedir; Sanayi talebi ve yerli kaynaklı yeterli miktar ve / veya nitelikte üretemediği madenleri de ithal etti.
Dünya pazarının gelişimi ile aynı zamanda sektörümüz 2003’ten 2009’a kadar ihracat güçlü bir ivme kazandı altı yılda% 262 arttığı görülüyor.
Dünya talebi büyürken, 2009 yılında yaşanan küresel ölçekte ekonomik sallantılar dışında sektör ihracatı büyümeye devam etti.
Verilerin elde edildiği tüm dönemlerde ithalat hacminin ihracat değerinin üzerindedir. Hammadde olarak maden potansiyelinin ihracatı şüphesiz katma değeri yüksek ithal işlenmiş ürünler denge bozukluğunda büyük bir paya sahiptir.
Doğal taş, sektörde en çok ihraç edilen mineral ürünler arasında ilk sırada yer almaktadır. Metal cevherleri, endüstriyel hammaddeler ve metal olmayanlar ise arkasından gelmektedir.
Sektörün Güçlü Taraflar
- Maden yataklarının çeşitliliği ve zenginliği
- Yabancı yatırımcıların sektöre ilgisi artıyor
- Türkiye ihracat pazarına yakın,
- Enerji sektörü ve üretim için hammadde olduğu için pazar genelinde sürekli hammadde talebi
- AB katılım prosedürü
- Türkiye, dünyanın en büyük bor rezervine (% 72) sahip olması
Sektörün Zayıf Tarafları
- Rezerv ve cevher kalitesi açısından ekonomiktir
- İşletme yönetimine uygun değil
- Yetersiz kaynaklar, özellikle enerji hammaddeleri
- Mali ve teknik yeteneklere sahip kamu veya özel işletmelerin yetersiz işlevleri
- Küresel kriz büyümeyi yavaşlattı
- Durgunluk, maden üretiminin ve ihracatının azalmasına neden oluyor
- Bor ürünleri en önemli mineral ürünlerimizden biri olmasına rağmen AB ülkelerinin tehlikeli bir madde olarak bildirmesi